Selam.
Az önce bir yerde denk geldim, ünlü bir spor yazarı demiş ki:
Lig eksik kaldı diye hak etmeyenlere prim verilir mi?
Bunu yapacaksanız DÜŞÜRMEYİN FENER’İ ve de ötekileri…
Bank Asya’dan gelenler ligi ve yayıncı kuruluşu kurtaramaz ama Fenerbahçe kurtarır.
Delecekseniz yasaları FENERBAHÇE ve Aziz Başkan’ı (kusurlu görülseler dahi) affedin, öyle delin!
Ve şu anda sesli sesli gülüyorum valla. Belden aşağı vurmamak için kendisine herhangi bir şey söylemeyeceğim, ancak şu görüşteki 7 mantık hatasını bulalım:
Şimdi arkadaşım, bu sadece bi’ anekdottu, bu cümleleri kuran spor yazarımız sayın Osman Tanburacı beye çatma yazısı olmayacak bu. Ben burada hakkı yenenin, mazlumun, ezilenin önde bayrak flama taşıyanı bir takımı yazacağım:
Evet, Bucaspor. 2009’da 2. ligin 2010’da Süper Lig’in havasını solumuş güzel bir İzmir takımıdır. Şimdi ben Buca’nın 2009’dan başlayarak bugüne kadar gelen yolda neler yaşadığına bir göz atacağım.
2009 yazına girilirken Buca epik bir 2.Lig şampiyonluğu yaşadı. Rekor bir puanla şampiyon oldu. Kardeş takımı Mersin İY ve Çanakkale Dardanel ile birlikte Bank Asya 1. Lig’e katıldılar. 2009/2010 sezonunda Çanakkale Dardanel küme düştü, Mersin İY küme düşmeme mücadelesi verdi. Bucaspor ise geçen sezonki kadrosunu korudu ve baş göstermeye başlayan maddi sıkıntılara rağmen ligi 2. sırada tamamlayarak Süper Lig’e çıktı. Bu süreçte İzmir’in en baba 2 takımı denilen Karşıyaka ve Altay cenabetliklerini sürdürdüler tabii. İkisi de üst üste 2 sene play-off oynadılar, biri bile çıkamadı. Göztepe zaten amatöre kadar düştü. Yeni yeni toparlanmaya başlıyorlar onlar da. Bu sene Bank Asya’ya çıktılar işte.
Bucasporlular 1 senede 2 lig çıkan bu efsane takımın korunmasını, bir iki Süper Lig tecrübeli futbolcu takviyesiyle Süper Lig’in tozunu attırmayı bekliyorlardı. Tabii beklenen olmadı ve Bucaspor tarihine kara bir leke olarak geçen bir karar alındı:
Hatanın büyüklüğü takip edilemeyen bir transfer trafiğinin başlamasıyla anlaşıldı. 20’den fazla oyuncu alındı, Musa Aydın ve Leko hariç hiçbiri bir gram katkı sağlamadı takıma. Üstüne bir de oynamadıkları sezonlar için para ödendi onlara. Yarısından çoğu kadro dışı kaldı sezon içerisinde. Onları yazının devamında anlatacağız zaten, 2010/2011 sezonunun transfer dosyasını inceleyelim.
Gelenler
Bülent Uygun (TD), Musa Aydın (Sivas), Stjepan Tomas (Gaziantep), Atahan Menekşe (Kocaeli), Serkan Atak (Hacettepe), Carlos (Rio Ave), Victor Mendy (Metz), Ahmet Çörekçi (Millwall), Landry Mulemo (Standard Liege), Kadir Atkın (Altınordu), Ergun Cengiz (Y.Malatya), Ömer Kahveci (Adana Demirspor), İbrahim Dağaşan (Sivasspor), Dady (Osasuna), Jerko Leko (Monaco), Orhan Ak (Antalya), Oğuz Başaran (Darıca GB), Ragıp Başdağ (Kayseri), Emre Aktaş (Adanaspor), Aydın Karabulut (Ankaragücü), Ediz Bahtiyaroğlu (Ankaragücü) son 3 kiralık.
Bu Bucaspor’un 25 Temmuz 2010’a kadar yapmış olduğu transferler. Sonradan Koray Çölgeçen, Manucho, Dabo ve Onur Tuncer geldi. Bunu copy-paste ettiğim kaynağa yazmamışlar, ben de kendim ekleyeyim dedim. Gidenler ise şampiyon takımın belkemiğini oluşturan Mehmet Batdal, Yılmaz Özlem gibi futbolculardı… Zaten maddi durumu pek de iyi olmayan kulüp, tam 24 transfer yapmıştı. Eğer bu transferler tutmazsa kulübün düşeceği durum az çok görülüyordu. Altay v2.
Lig Beşiktaş maçıyla başladı. Bu maçta eski şampiyon kadroyu bozmanın ne kadar büyük bir hata olduğu oynanan dandik futbolla belli oldu. Buca’yla yeni tanışmış kişiler Bülent Uygun’dan ve oynanan bu futboldan dolayı bizi kıytırık bir Anadolu takımı gibi gördüler ve küme düşmenin en büyük adayı yaptılar.Gayet normal tabii, kadro değeri kendisinden 8 kat daha düşük (!) Beşiktaş’a yenilmişti çünkü.
Ancak kazın ayağı öyle değildi işte. Buca belki sonraki 3 maçında yenilmedi ama Kasımpaşa-Gençlerbirliği-Konya üçlüsünden sadece 5 puan alabildi. Kendisiyle birlikte sezon sonunda küme düşecek olan Kasımpaşa ve Konya’yı yenemedi. Sonraki hafta sezonu epic fail ile noktalayacak bir diğer takım Galatasaray’la oynadı Buca… Ve hemen arkasından Bursa’yla. Beşiktaş-Galatasaray-Bursa üçlüsünden toplamda 3 gol yemiştik. Bu doğal karşılanabilirdi, 3 takımın da kalitesi ortadaydı. Sonradan pek de doğal karşılanamayacak şeyler yaşandı…
Eskişehirspor maçından sonra başkan değişimi oldu ve Bülent Uygun henüz 7. haftada verdi istifayı. Sezon başında gelmiş, sıfırdan bir kadro kurmuştu ve işler zora girince tüyüyordu şimdi de. Bunu tabii ki de “başkan yeni vizyon oluşturabilsin” diye yapıyordu (!) Bülent başgan. Neyse, Bucalılar olarak umutlanmıştık, doğru bir TD seçimi bizi kurtarabilirdi. Yönetim tabii ki bu eksiği gidermek için en uygun isim olan (!!) Samet Aybaba ile anlaştı sonra ve tabii ki işler yoluna girmedi. Her şey daha kötüye gitti. 13. haftaya gelindiğinde takım toplam 7 gol atabilmişti ve 8 puanı vardı.
Hocam bu arada anti parantez şurada İzmirliyim diyen moronlara da 1-2 laf sokacam: Lan salaklar, gerizekalılar; Bank Asya’nın kadrolu üyeleri Karşıyaka ve Altay’a verdiğiniz desteği altyapısıyla ve yapılanmasıyla İzmir’i bırak tüm ülkenin yüz akı olan şu kulübe verseydiniz şimdi UEFA Avrupa Ligi’nde Gaziantep yerine biz ön eleme oynuyor olabilirdik. Siz buraya Fener gelince 50000 kişilik stadı dolduran, Buca’nın ev sahibi olduğu maçta 50000 kişi aynı anda “BUCA KÜMEYE ŞAMPİYON FENER!!!11” diye bağıran tiplersiniz. Yazıklar olsun lan hepinize. Sonra bir de utanmadan bunu söylerler:
iki lig çıktı diye; kendini dev aynasında gören, götü başı ayrı oynayan, istanbul yakalası çift sim kartlıların desteklediği takım. bir izmirli ve göztepeli olarak, tez zamanda tepetaklak olmasını temenni ediyorum.
Ekşi Sözlük, Bucaspor Başlığı 280. entry
Sen İzmirli falan değilsin. Seni herhangi bir kategoriye sokamadım ben burdan. Daha “yalaka” yazamıyorsun. O 2 lig çıkılsın diye bu takım ne emekler verdi senin haberin var mı lan?
Oh be valla rahatladım içim hafifledi. Neyse şimdi devam, 13. haftadan sonra Antalya’yı yenen ve Manisa’dan da bir beraberlik koparan Buca, devre arasına 12 puanla giriyordu. Var ya, olm var ya, şike yapsan her takıma yatsan daha fazla puan toplarsın lan bu ligde. Neyse, devre arasında Buca daha mantıklı transferler yaptı. Mesela 25000 dolarlık alacağını ödemediği Manucho’yu gönderip 120000’e 37 yaşındaki Cenk İşler’i aldı. Aslan gibi genç kaleciler dururken Londak’a para bayıldı. Bu arada Buca’nın bu durumundan iyice faydalanılsın diye kredi kartı muhabbeti çıkarıldı bunlar olurken. Neyse bunun dışında Ali Kuçik’in kiralanması, Beto’nun kiralanması, Abdülkadir Özgen’in alınması, Torric Jebrin’in alınması, bunlar iyi transferlerdi. Özellikle Jebrin’i yılın transferi seçerim oğlum ben kim ne derse desin. Bunun dışında Kevin Pariente diye bir adam alınmış artık hangi ruh halinde alındıysa bilmiyorum. Gidenler ise Manucho, Tomas, Dady gibi sansasyoneller oldular ama zaten takıma hiçbir somut katkıda bulunmamışlardı…
Ligin 2. yarısına çok sansasyonel bir skorla başladı Buca. 5-1 yenildi Beşiktaş’a. Ama bu skor yanıltıcı bir skordu çünkü 2. yarıda çok iyi gidiyordu Buca. Kasımpaşa’yı 4-0, Konya’yı 3-2 yenerek 15. sıraya yükseldi 21.haftada. Artık işler yoluna girmeye başlamış görünüyordu… Ama bu sefer de devreye tartışmalı hakem hataları girmeye başladı. İşte bir tartışmalı kırmızı kararı:
12 Şubat 2011’de 3-2 galibiyetimizle sonuçlanan Konya maçında Koray’a gösterilen kart. O maçta bir pozisyonda top Koray’ın eline çarpınca Cüneyt Çakır derhal bastı sarıyı. 21. dakikada kıytırık bir faulden dolayı 1 sarı daha yedi Koray. Tamam o maçta Koray’a az sövmedim ben de, ama o zamanlar arkamızdan döndürülen dolaplardan habersizdim. İşte size bir diğer can alıcı örnek:
2 Mart 2011. Türkiye Kupası çeyrek final rövanş maçı. İlk maç Gençlerbirliği’ne 2-0 yenilmişiz, burada da maçın başında 1-0 öne geçmişiz. Buca’nın ceza sahasında Onur Tuncer’e yandan çarpan bir topa “elle müdahale” demiş ve basmıştı kırmıızıyı Süleyman Abay. O penaltıyla gol atamadı GB ama Buca oyundan düştü ve 2-1 kaybetti maçı.
Şimdi en can alıcı bölümdeyiz. Çiçek olun arkanıza yaslanın. Bu maçı özel inceleyeceğim sonra da az biraz daha konuşup bitireceğim yazıyı.
20 Mart 2011 Bucaspor-Sivasspor Maçı
Geçen haftasında Gaziantep’i 2-1’le geçmiş Buca, bu maçta Sivas’ı BucArena’nın uğuruyla yenmeyi ve lige tutunmayı hedefliyordu. Zira bu maçı kaybeden takımın yeniden toparlanması zor olacaktı ve beraberlik de Buca’nın aleyhinde bir sonuç olacaktı. Kasımpaşa da kazanmıştı o hafta bu da işleri kızıştırmaktaydı.
Bu maçta tartışmalı kararlarıyla Buca’yı katletme görevi Kuddusi Müftüoğlu’na verilmişti. Bu maçta böylesine taraflı davranıp Buca’yı yakan adamın ertesi hafta Fener-Bursa maçını yönettiğini de hatırlatalım . Yine malca bir penaltı, malca bir kart, Sivas 1-0 önde kapattı ilk yarıyı. Böyle kritik bir maçta Buca’yı 65 dakika 10 kişi oynamak zorunda bıraktı. Bu, o sezon Bucaspor aleyhine 3. penaltı+kırmızı karttı. Buca’daki Bim’e de gelmiş bu üründen: Eyyam 2’si 1 arada: Penaltılı, kırmızı kartlı.
Sonra aynı maçta Leko’ya utanmasa tekme tokat girişecek Eneramo’ya hiçbir şey yapmadığı gibi Emre Belözoğlu moduna geçmeden edebiyle adabıyla kırmızı kart isteyen Leko’ya sarı gösterdi.
Devamında Buca ne zaman atak yapsa hep Sivas lehine bir düdük çalındı, kendisi düdüğe abanırken hiiç iplemeden kendi evreninde topa vuran Eneramo’ya yine gıkını çıkarmadın.
Bu maç skor olarak da, hakem kararları olarak da Buca’ya açık bir tecavüzdür.
Evet bu maçtan sonraki maç da kaybedilince Samet Aybaba da gitti ve yerine Buca’nın içinden yetişmiş, camiayı avucunun içi gibi bilen Sait Karafırtınalar göreve geldi. İlk maçında Karabük’ü mağlup etti ve bu, Bucaspor’un kazanabildiği son maç oldu. Ama o tarihten sonra hiç “alt” biten maçımız olmadı. Herkesi gole boğduk, Fenerbahçe’ye 3 gol atma başarısı gösterdik. 8 Mayıs 2011’de, bir Trabzon maçıyla Süper Lig’e veda ettik… 8 Mayıs 2010’da gelmiştik Süper Lig’e, o gün veda etmemiz çok ama çok dramatikti…
Özet: Kötü yönetim, kötü transferler, kötü TD’ler, taraflı hakemler nedeniyle 1 sezonu heba edildi Bucaspor’un. Söylediğim gibi hakkı yenenin ezilenin önde gideniyiz biz. İzmir hiç destek çıkmadı, utanmadan ismi İzmir Bucaspor olsun diyen şerefsizler bile çıktı. İzmirli değil dediler, Süper Lig’de istemiyoruz dediler, kıl yün dediler. Ve amaçlarına ulaştılar… Bank Asya’dayız tekrar. E o zaman tüm gayretleriyle Buca’yı düşürenlere gelsin:
Bu ne lan diye soran olursa diye altyazı: Kına.
Eğer şike soruşturması nedeniyle 1 takım küme düşerse Bucaspor’un tekrar Süper Lig’e çıkmasını kimse HAK ETMİYOR diyerek engellemeye çalışamaz.
Ama şu da bilinsin, biz hangi ligde olursak olalım takımımızın arkasındayız ve İzmir’in ağası her zaman biziz! Ve bu tür şerefsizliklere yine maruz kalacaksak Süper Lig’i zaten istemiyoruz.
Bu kadar…
10 ay sonrasi eklemeler:
YanıtlaSilsozde izmirli eksiciye cikistigim yerde fazla michael sikkofield cakmasi gozukmusum
jebrin bekleneni veremeden cekti gitti, abdulkadir daha saglam bir transfermis, yilin transferi oymus.
58. madde cirpinislarini gordukce tekrar tekrar iyi ki stsl'de degiliz diyorum