19 Kasım 2011 Cumartesi

Bir Asosyalin Aşk Hikâyesi

2008 yılı Mayıs ayıydı. Havalar ısınmış, tatil havasına girilmiş ufaktan ancak SBS'ye gireceğimizden fazla da rahat değiliz. Çalışmalar hızlanmış, paso deneme çözüyoruz, okula arada sırada evde çok sıkılırsam gidiyorum. Dershaneden bi kızla çıkıyordum o sıralar, daha 7.sınıf bebeleriyiz tabi çıkıyoz dediğime bakmayın, eli elime değmezdi. Bir gün bunla dershane çıkışı yürürken bana "yaa bugün bişeyler yapalım ÖSS'ler benden daha sosyal oldu :(((9(" dedi. Ben de tamam dedim, kıramadım sevdiceğimi. Ancak içimden "Bugün serbest bilgisayar günümdü lan, keşke şunu ekseydim" diyorum. Sonra oyun eksiğimi gidermek için çok şükela bir çözüm geldi aklıma. "Gel hadi FIFA kapışak" dedim. PlayStation'cılar bilir, konsolda FIFA, PES'i her türlü tokatlar. Şimdi bu durum PC'ye de sıçramaya başladı, ancak PES o dönem PC'lerde rakipsiz gibi bişey. Neyse özetle plan şu: hem oyun oynamadan geçecek sosyalleşme sürecimde de oyun oynamış olcam, hem de buna FIFA'da 8-10 tane çakıp egomu tatmin etçem.

Geldik oyun salonuna, oyun açıldı. Her zaman favori takımım olan ve o yıl CL'yi alacak olan Manchester United'ı aldım. "yaaaa manu çok güçlü amaaağğ" dedi. "Esra saçmalama Skonto Riga'yı mı alayım? Al işte Chelsea'yi sen de eşit oluruz o zaman" dedim. "Yok ben Liverpool olayım" dedi. Sanırım bunda en önemli etken 8-0'lık efsane (!) maçtı. Futbolu pek bilmezdi, Beşiktaş'ın Edirne ötesine gittiğinde ne kadar ezik olduğunu da bilmezdi, Liverpool da 8 atınca onda bi "kesin çok güçlüdür bunlar heleloy" izlenimi uyanmıştı. Tabi yalan da değil, iyi takımdı o zaman Liverpool. Ama bana sökmez tabii, Ligue 1'de Nantes'ı en üst zorluk derecesinde şampiyon yapan adamım. Hatta Esra sevinsin diye ManU'mu bırakıp Atlético Madrid'i aldım. Onlar da çok iyiydi o zamanlar. Böyle şimdiki gibi çuval bebeler yoktu.

Sonra kadroları falan ayarladık. Büyük bir centilmenlikle Esra'ya yardımcı olmak istedimse de kabul etmedi. Default sıtayla iyidir dedi. Tamam dedim, zaten Mourinho olsa kaç yazar alayına gider modundayım. Bu gazla başladım maça. Kulağımda kulaklık, çeşitli tribün bestelerini dinleyerek gaza geliyorum.

Düdük çaldı, Esra maça başladı. Neyle şut neyle pas neyle hızlı koşu bunları öğretmiştim önceden. Lan neyse kız başlangıç pasından sonra kaleye doğru bi abandı, top Leo Franco'nun 74 metre solundan ağlarla buluştu. Evet, o derece kötü pozisyon almıştı kalecim. Daha maçın başında 1-0 gerideyim, kafamda ezip tokatladığım, süzgeçe çevirdiğim Esra'ya karşı. Neyse dedim daha dur, 15-0 olmaz 15-1 olur, nazar boncuğu olsun. Esra da bi kötü adam kahkahası fırlattı.

Santra yaptım topu kaptım 1 çalım 2 çalım 3, 4 ve kaleciyle karşı karşıyaydım. Büyük bir dikkatle şutumu çektim ancak malesef Reina topu güvenli ellerinin arasına almıştı. Oynamayı bilmeyen her çaylak gibi topu şişirdi Esra. Forvetlerden biri kaptı topu. Ben "allahını seven defansa gelsin" modunda etten duvar ördümse de Esra sağolsun topa abanıp baya bi üstten auta attı.

Dakikalar ilerledi, Esra tüm futbolcularımı katletti. İlk yarım saat dolmadan 3 oyuncu değişikliği hakkımı da kullanmıştım, 4.bir sakatlık nedeniyle sahada 10 kişiydim. 1-0 yeniktim üstelik. Ağlamak istedim. Ben evimi özledim, sınırsız özgürlükte maç yapmayı özledim diye bağırmak istedim. Pembe bir mezarlık olmak istedim. Karanlığı elimle bölmek istedim. Yok lan o kadar da değil ehehe.

İlk yarıyı 1-0 yenik kapattım, 9 kişi kalmıştım üstelik. Esra'ya bağıra bağıra İsmail YK'nın Allah Belanı Versin adlı parçasını söylemek istedim ama salondakileri tanıyorum, zaten kıza yeniliyom bide iyice rezil mi olayım :(

2.yarı başladı, kulaklıktan Avenged Sevenfold'un Blinded In Chains dinliyorum, iyi de gaza geldim, paslı oynayarak kaleye biraz yanaşıp şutumu çektim. 1-1'di artık, oley lan. Esra'ya dönüp "al lan al noldu girdi mi?" dedim aşırı derecede psikopatlaşmıştım çünkü. O da bana haklı olarak "hayvansın kosecki" dercesine baktı kaşlarını çatarak.
Tam bir salak olan ben, maçın sonlarına doğru bunun yakaladığı tek pozisyonda kayarak müdahalede bulununca penaltı kararı çıktı. Kuyt tüm soğukkanlılığıyla ustaca vurdu ve 2-1 öne geçirdi takımını.

Onlar orada topa vururken Esra burada mala (bana) vuruyordu.

Özet: Mağlup olmuştum. Dünyam, hayallerim yıkılmıştı. Mekânın gediklilerinden, sürekli oraya takılan Mustafa "tebrikler yenge" dedi bana pis pis sırıtıp. Hep farklı yenerdim onu, bugün bu manzarayı görmek ne biçim sevindirmişti onu...
Bu maç, ilişkimizin sonu oldu. "Sen daha iyi fifacılara layıksın, elveda" dedim, çektim gittim. Hesabı da ona gömdüm. Mustafa ben giderken hâlâ pis pis sırıtıyordu.
Beni defalarca aradı, hiçbirine cevap vermedim. Mesajlarını okumadan sildim. Onu görmemek için dershaneye de gitmedim. o PS salonuna da bir daha adımımı atmadım. Ertesi yıl dershanede defalarca konuşmaya çalıştı, başımdan savdım.

Feyste ekledi o senenin ortalarında, başkasıyla ilişkisi var gözüküyordu. Oh be, vicdan azabı hissetmeyecektim. Kabul etmedim isteği, ne hali varsa görsün dedim.

Bu davranışımdan da asla pişman değilim, çünkü ilişkisi var gözüktüğü kişi Mustafa'nın ta kendisiydi... N

8.sınıfta dershaneye Mustafa da kaydolmuştu. 1 yaş büyüktü benden o sene liseye başlamıştı. Zaten PS’de yenilmek en çok o yüzden koyuyordu sanırsam. Adam sürekli Esra’nın peşinde dolaşıyordu, teneffüslerde falan sürekli bir şekilde konuşuyordu kızla. Esra da kaşarlıkta master yapmış her kız gibi yüz vermeyi ihmal etmiyordu ona. Onları yakından takip etmiyordum ama arada sırada uğradığım PS salonunda sürekli karşılaşıyordum.

Bir gün Esra ve Mustafa geldiler ben oturmuş o zamanlar yeni tanıştığım GTA IV’ü oynarken. Onlara bakıp umursamaz tavrımla başımı geri çevirirken gördüğüm manzara bana “Mesut’un Türk olduğunun kanıtı!!!1!11” videosunda “hasss” diyen Mesut olma durumunu yaşattı. “Hasss…” dedim ve gerisi çıkmadı ağzımdan, çıkamadı.

Mustafa kolunu Esra’nın beline dolamış, şu otobüslerde “olan var olmayan var” diye herkesin içten içe sayısız beddua yiyen çiftlerin havasında yürüyorlardı bana doğru. Single olmayı dert etmiyorum, Esra gibi manita da Allah düşman başına vermesin zaten. Kalktım ayağa:

-Gelin lan, dedim. Rövanş yapacaz.

-Ne rövanşı dostum? dedi Mustafa, kıytırık dublajlı Amerikan gençlik filmlerinden fırlamış tavırlarıyla beni deli etmeyi başarıyordu. Esra da sanki Kıvanç ve Çağatay’la aynı odaya kapatılmışçasına zevkten delirecekti beni sinir olurken görünce. Tabi “adam" peste yenildi diye manitadan ayrılıyo, adam kuğul” dedirtmeye devam etmek istiyorsam sakinliğimi korumalıydım. Ben sinir olmayınca onlar iyice şizofrene bağlayacak ve ele güne rezil olacaklardı.

GTA IV CD’sini çıkardım. FIFA 09’u taktım ve:

-Gelin lan, siz ikiniz ben tek, dedim. Baştan istemediler, işimiz var biz sadece seni ziyarete geldik hadi kardeşim deyip kaçmaya çalıştılarsa da zorla oturttum.

Ayarladık maçı. Hemen gidip eliyle koymuş gibi son şampiyon, yıllardır severek oynadığım Manchester United’ımı aldı Mustafa olacak hıyarağası. Beni beklemeye başladılar sonra. Slavia Prag’ı aldım ben de. Mustafa kahkaha attı resmen, ben santrayı yapmış maça çoktan başlamıştım o hâlâ gülüyordu.

Esra kendi çabalarıyla bir şeyler yapmaya çabaladıysa da ona o golü birkaç saniye içinde attım.

Sonra Mustafa’nın da oyuna dönmesiyle yavaş yavaş avantajı ellerine geçirmeye başladılar. Sayısal dezavantajıma rağmen çok iyi oynuyordum. İlk yarının sonlarına doğru adını şimdi hatırlamadığım kumaşı epey sağlam (tabi elimde değerlendi sadece mütevazılık yapıyorum ehehe) bir Çek forvetle bir tane daha salladım kalelerine. 2-0 bitti ilk yarı.

Esra’nın oflayıp poflaması üzerine başka çaresi kalmayan Mustafa kalktı. Bana elini uzattı, dostanelikten oldukça uzak bir biçimde tebrik etti beni. Kalkıp gittiler.

Zaferimin tadını çıkaracak fırsatı tanımadılar bana.

Ama…

Artık bir şeyden net olarak emindim: Kaybeden onlar olmuşlardı.

Mecbur kalmadıkça onlarla görüşmedim ondan sonra da. Emin olduğum tek şey, bilinçaltlarında hep bana karşı olan mağlubiyetlerinin ezikliğini taşıyacak olduklarıydı.

Ve asosyal yaşantıma devam ettim kaldığım yerden… Tek gerçek sevgilim PlayStation’ım. Hiç kimseye, hiçbir şey için ihtiyacım yok.

Yine olsa yine yaparım…

 

3 yorum:

  1. ama asosyal davranma içindeki cevheri çıkar. Ayrıca o playStationunu da sikmek istiyorum! ( çok yakın arkadaş, kim olduğumu anlarsın )

    YanıtlaSil
  2. Küfürlü yorum yasak değil mi amına koyyim

    YanıtlaSil
  3. "bokunu cikarmadikca" kufur edebilirsiniz.

    YanıtlaSil